-->

Çocuklarda inek sütü allerjisi ve diğer besin allerjileri ile besinlere tahammülsüzlük


Beslenme insanın büyüme-gelişme, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan öğeleri vücuduna alıp kullanabilmesidir. Toplumun geleceği, çocukların sağlıklı büyüyüp gelişmesine bağlıdır. Çocukluk çağında kazanılan doğru beslenme alışkanlıkları, daha sonraki yaşlarda sağlığın korunması ve kaliteli bir yaşam sürdürebilmesi açısından çok önemlidir. Besin alerjileri, bebeklikten hatta anne karnından itibaren insan sağlığını etkilemektedir. Bu nedenle alerjisi olan bireylerin beslenmesine çok küçük yaşlardan itibaren dikkat edilmeli ve bireylerin alerjileri nedeniyle diyetlerinden çıkardıkları besinlerin yetersiz ve dengesiz beslenme durumuna yol açmaması sağlanmalıdır.

Besin allerjisi nedir?
Alerji, vücudun yabancı olarak tanıdığı solunan, yenen, iğne ile enjekte edilebilen veya deriye, akciğerlere doğrudan temas eden maddelere karşı oluşan, vücudun savunma mekanizmasının aşırı çalışma halidir. Besinlerin neden olduğu düşünülen her türlü olumsuz etkiyi besin alerjisi olarak tanımlamak, toplumda oldukça yaygın ama her zaman doğru olmayan bir tanımdır.

Besin reaksiyonlarını iki gruba ayırabiliriz:
1. Besinlere tahammülsüzlük (besin intoleransı): Herhangi bir alerjinin ve savunma sistemimizin aşırı reaksiyonunun olmadığı ve diğer mekanizmalarla ortaya çıkan besinlere karşı oluşan anormal reaksiyonlardır.
2.Besin alerjisi: Savunma sistemi aracılığı ile besinlere karşı oluşan aşırı duyarlılık reaksiyonlarıdır.
Besin allerjileri hangi sıklıkta görülür?
Besinlere bağlı alerjik reaksiyonlar insanların % 25’inde görülmektedir. Ancak öykü ve laboratuar testleri ile belirlenen gerçek sıklık özellikle süt çocuklarında % 2 ile % 8 arasında değişmektedir. Besin intoleransı çocuklarda sık görülür ve sıklığı % 8 olarak bildirilmiştir.

Hangi besinlerle ortaya çıkar?
İnsanlarda birçok gıda ve gıda bileşeni alerjen gibi etki eder. Günlük tüketilen besin maddeleri içinde bebeğin karşılaştığı ilk yabancı protein inek sütüdür. Daha sonra yumurta proteinleri eklenir. Buğday, yer fıstığı, kereviz ve soya benzeri farklı gıdalara duyarlılık gelişebilir. Yerfıstığı alerjisi daha çok Avrupa ülkelerinde görülmektedir. Özellikle inek sütü protein alerjisi olan ve soya bazlı mama verilen çocuklarda soya proteinine tahammülsüzlük gelişebilir. Anne sütü alan bebeklerde anne sütünden geçen çok az miktardaki yabancı proteinler besin alerjisine yol açabilir.

Katkı maddeleri besin alerjisine neden olur mu?
Hazır gıdalara eklenen katkı maddeleri de bazen çocuklarda allerjilere neden olabilir. Allerjik reaksiyona neden olan bazı maddeleri şunlardır:
Aspartam: Yapay tatlandırıcı (diyet şekeri) olarak bilinir. Genellikle şeker yerine tatlandırıcı olarak kullanılır. Aspartam duyarlı olan kişilerde anjioödeme veya göz kapaklarında, dudaklarda, ellerde veya ayaklarda şişmeye neden olur. Ancak, bu bulguların görülme sıklığı azdır.
Benzoatlar: Muz, kek, hububat, çikolata, soslar, katı ve sıvı yağlar, meyankökü, margarin, mayonez, süt tozu, patates tozu ve kuru maya gibi bazı gıdaların işlenmesi sırasında gıda koruyucusu olarak kullanılır. Benzoatlara karşı gerçek alerjik reaksiyon çok çok azdır.
BHA (Butillenmiş hidroksiyanozil), BHT (Butillenmiş hidroksitoluen): Antioksidandır. BHA ve BHT özellikle katı ve sıvı yağlar ile hububat ürünlerinde kullanılır. Duyarlı kişilerde kurdeşene sebep olurlar; bununla birlikte gerçek alerjik reaksiyon çok nadirdir.
Gıda boyaları: Gıdalara renk vermek için kullanılırlar. Bunlar, E102 (Tartrazin) gibi numaralarla isimlendirilirler. Kekler, şekerlemeler, konserve sebzeler, peynirler, çikletler, sosis, dondurma, portakallı içecekler, salata sosları, mevsim salataları, alkolsüz meşrubatlar ve ketçap gibi bazı gıdalar tartrazin içerirler. Tartrazin duyarlı insanlarda çok nadir oluşmakla birlikte kurdeşen veya astım ataklarına neden olur.

MSG (Monosodyum glutamat) (E621): Özellikle uzak doğu (Çin, Japon) ve Türk mutfağında kullanılır. Bununla oluşan reaksiyona “Çin Restoranı Sendromu” da denir. Bir çok imalathane ve restoranda da değişik gıdalarda lezzet arttırıcı olarak kullanılır.
MSG ile oluşan reaksiyonlar şöyledir: Baş ağrısı, bulantı, ishal, terleme, göğüste sıkışma, boyun arkasında yanma. Bu tür reaksiyonlar fazla miktarda MSG alınması sonrası oluşur. Bu maddeyi tüketen astımlı hastalarda ağır astım atakları oluşabilmektedir. MSG ile oluşan astmatik reaksiyonlar gerçekten az görülür.
Nitrat ve nitritler: Bu iki madde hem koruyucu olarak hem de renklendirici ve lezzet arttırıcı olarak kullanılır. Nitrat ve nitritler özellikle sosis, salam gibi et ürünlerinde bulunur. Bazı kişilerde baş ağrısı ve kurdeşene neden olabilirler.
Parabenler: Gıda ve ilaçlarda koruyucu olarak kullanılırlar. Metil, etil, propil, butil paraben ve sondum benzoat bunlara örnektirler. Bu maddelere duyarlı kişilerde alındıklarında, ağır cilt bulguları veya deride kızarıklık, şişlik, kaşıntı ve ağrıya neden olurlar.
Sulfitler: Sülfitleyici maddeler (Sülfür dioksit, sodyum veya potasyum sülfit, bisülfit, metabisülfit) olarak da bilinirler. Gıda koruyucusu olarak ve fermente içeceklerin kaplarında kullanılırlar. Fırınlanmış ürünler, çaylar, çeşniler, deniz ürünleri, reçeller, jöleler, kurutulmuş meyveler, meyve suları, konserve ve suyu alınmış sebzeler, dondurulmuş patates ve çorba karışımlarında, bira şarap ve elma şarabı gibi içeceklerde bulunurlar. Sülfitler göğüste sıkışma, kurdeşen, karında kramp, ishal, kan basıncı düşmesi, başta yanma hissi, halsizlik, nabız hızlanması gibi bulgulara neden olur. Ayrıca sülfitler, bunlara duyarlı astımlılarda astım atağını tetikleyebilir.

Besin allerjisinin belirtileri nelerdir?
Besin alerjilerindeki klinik bulgular çok değişkendir. Bulgular besin antijeninin özelliğine, genetik yatkınlığa ve hastanın yaşına bağlı olarak değişebilir. Besin allerji belirtilerinin ortaya çıkmasında farklı mekanizmaların rol oynamasından dolayı allerjenin çeşidine göre bulgular değişebileceği gibi aynı antijen farklı kişilerde farklı bulgular ortaya çıkarabilir. Besin allerjilerinde özellikle üç sisteme ait bulgular ortaya çıkar:
Mide-barsak sistemi ile ilgili bulgular: Besin allerjili çocuklarda belirtilerin % 50-80’i bu sisteme aittir: Ağız ve dilde kızarıklık ve yanma, bulantı ve kusma, ishal, barsak emilim bozukluğu, büyüme geriliği, barsaktan kan kaybı, kanlı kaka yapma, barsaktan protein kaybı, karın ağrısı, şişkinlik, kabızlık
Deri bulguları: Hastaların % 20-40'ında ortaya çıkar ve şu belirtilerden oluşur: Dudaklarda şişme, anjioödem, kaşıntı, döküntüler, egzema
Solunum sistemi bulguları: Bu tür belirtiler %10 ila 25’inde ortaya çıkar: Hapşırma, burun akıntısı, hışıltılı solunum, öksürük, nefes darlığı, sık soluma
Diğer bulgular: Anaflaksi ve şok, eklem şişliği ve ağrısı, baş ağrısı, uyku hali, aşırı huzursuzluk

Mide-bağırsak sistemine ait bulgular:
Mide, ince bağırsak ve kalın bağırsağa ait bulgular ortaya çıkar.
1. Allerjik Enteropati: Kusma, ishal, malabsorbsiyon (bağırsakta emilim bozukluğu) ve büyüme geriliği en önemli bulgulardır. Bağırsaktan kan ve protein kaybı nedeniyle kansızlık ve ödem (şişlik) görülebilir. Bağırsak mukozasında harabiyet gelişebilir. Sorumlu besin diyetten çıkarılınca bulgular düzelir. Besin allerji enteropatisi genellikle sütçocuğu döneminde görülür ve 2-3 yaşından sonra kaybolur. Bu yönden geçici özellik gösteren allerjik reaksiyona bir örnek oluşturur.
2. Alerjik kolit: İki yaşından önce atopi öyküsü olan çocuklarda görülür. İltehabi bağırsak hastalığına benzer şekilde kanlı ishal veya dışkıda kan görülür. Bağırsakların endoskopik incelemesinde bağırsak mukozasında ülserler görülür. Endoskopik inceleme ve biyopsi teşhis için önemlidir. Bu hastalığa en sık neden olan antijenler inek sütü proteini ile soya proteinidir.
3. Diğer mide-bağırsak sistemi bulguları: Tekrarlayan ağız yaraları (aftlar), bağırsak tıkanması bulguları, kabızlık, bağırsaktan gizli kanama ve kansızlık, aşırı gaz gibi birçok bulgu görülebilir.

Deri bulguları :
Besin alımından hemen sonra dudakta şişme, anjioödem ve ürtiker (kurdeşen) şeklinde kendini gösterir. Dudakta şişme, ağız mukozasında kızarıklık ve ağızda yaralar varsa “oral alerji sendromu” olarak adlandırılır. Çocuklardaki alerjik deri bulguları ani ortaya çıkan ürtiker tarzında kendini gösterirken erişkinlerde kaşıntı ile birlikte uzun süre kaybolup tekrar çıkan kronik ürtiker şeklinde görülür.

Solunum sistemi bulguları :
Besin alerjilerinde solunum sistemi ile ilgili en sık görülen bulgular hapşırma, burun kaşıntısı ile birlikte burun tıkanıklığı ve burun akıntısıdır. Besin alımından sonra dakikalar içinde bulgular ortaya çıkar. En sık alerjenler inek sütü, tavuk yumurtası ve balıktır. Besin alerjisinin bir sonucu olarak kronik sinüzit ve seröz otit gelişebilir. Besin alerjilerinde öksürük, hışıltı ve astıma benzer nefes darlığı bulguları da görülebilir.

Diğer bulgular :
Besin alerjisinde anafilaksi ve şok gibi şiddetli sistemik bulgular görülebilir. Ürtiker şeklinde döküntü, dudaklarda şişme, anjioödem, solunum sıkıntısı gibi bulgular ortaya çıkabilir. Eklem ağrısı, baş ağrısı ve yorgunluk görülebilir. Yumurta, kahve, buğday, süt ve peynir yenmesiyle migren tipi baş ağrıları ortaya çıkabilir. Bu durumlarda sorumlu besin içeriğinin “tyramine” olduğu düşünülmektedir.

Besin allerjilerinde tanı:
Cilt ve kandan ayapılan allerji testleri, besin eliminasyon-yükleme yöntemleri ile allerjik besinin taspitini yapılaması mümmkündür. Ancak özellikle küçük bebeklerde bu testler negatif çıkabilir. Ayrıca allejik kolit gibi bu testlerin baktığı IgE ile bağlantılı olamayn organ tutulumlarında sonuçlar negetif çıkmaktadır. Bu durumlarda allerjik kolit, besin allerjisi tanısı ve iilişkisi koyabilmek için kolonoskopi yapmak gerekebilir.

Besin allerjilerinde tedavi:
Allerjik besinin diyetten çıkarılması şeklindedir. Eğer çocuk emiyorsa anne de diyeti koyulur (anne sütünden geçişi önlemek için). Mama ile beslenen bebeklerde sütün allerjik özelliğinin ortadan kaldırıldığı özel allerji mamaları (elementer, semi-elementer mamalar) kullanılır. Diyetin süresi en az 6 ay olamlıdır. Sonrasında allerjik besinler tek tek ve küçük miktarlardan başlayıp artırılar verilir. Eğer şikayetler ortaya çılmaz ise hastalık düzelmiş demektir. Tekrar ortaya çıkarsa diyete bir süre daha devam edilir.

Merhaba!

Takip edin...

Canlı yayın ve videolar başladı!

Tüm videolar

×