Çocuklarda peptik ülser doğumdan itibaren her yaşta görülebilir. Stress yaratan durumlar, ağır hastalık hali, beyin ameliyatları, ağır yanıklar, aspirin ve benzeri antiromatizmal ilaçların uzun süre kullanımı ülser gelişimine katkıda bulunabilir. Ayrıca kalıtımın önemli rolü olduğu ve ülserli çocukların yakın akrabalarında da % 65’e varabilen oranlarda ülser sıklığı bildirilmektedir. Kan grubu 0 olanlarda da ülser sıklığı % 30 oranında artmış olarak bulunmuştur. Tek yumurta ikizlerinde de ülser sıklığının arttığı gösterilmiştir.
Helicobacter pylori’nin insandan insana nasıl bulaştığı henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Ancak ağız yoluyla bulaşabildiği düşünülmektedir. Bakterinin dışkıyla suya karışabildiği ve suda uzun süre canlı kalabildiği gösterilmiştir. Bazı ülkelerde, bulaşıcı sarılıkta olduğu şekilde, suyla salgın oluşabildiği yazılmıştır. Helicobacter pylori saptanan çocukların anne, baba ve kardeşlerinde de bakterinin bulunma sıklığı artmaktadır. Belki de bu nedenle bazı ailelerde ülser daha sık görülmektedir.
Peptik ülser veya gastritli çocuklar çeşitli yakınmalarla hekimin karşısına çıkabilirler. Bunların başında karın ağrısı gelir. Bu karın ağrısı göbek çevresinde veya daha yukardadır. Özellikle gece veya sabah erken saatlerde uyandıran ve yemekle azalan ağrı ülser için tipiktir. Yemekle artan ağrı ise gastriti düşündürebilir. Aslında karın ağrısı çocukluk çağında oldukça sık görülen bir yakınma olup hekime başvuruların önemli bir bölümünü oluşturur. Ancak klasik tanı yöntemleri ile olguların büyük kısmında belirgin bir neden bulunamaz. 1957 yılında Apley isimli bir ingiliz araştırıcı tarafından yapılan bir çalışmada karın ağrısı ile başvuran 1000 okul çocuğundan sadece % 10 kadarında bir neden tespit edilebilmiş ve geri kalanların “psikolojik” olabileceği kanısına varılmıştır. Ancak günümüzde tanı yöntemlerinin geliştirilmesi sonrasında bu “psikolojik faktörlerin” giderek azaldığı görülmektedir.
Peptik ülser veya gastritli çocuklar sindirim sistemi kanaması ile de hekime başvurabilirler. Bu çocuklara en erken dönemde endoskopi yapılarak kanama yeri ve nedeni gözle görülerek tespit edilebilmekte ve böylece etkin bir tedavi düzenlenebilmektedir. Gastrit veya peptik ülser ayrıca çocuklarda “gizli kanamaya” yol açarak kansızlık nedeni de olabilir.

Günümüzde peptik ülser tedavisi yeni keşfedilen asit salgısını azaltan, nötralize eden veya mukozayı koruyan ilaçlar sayesinde çok kolaylaşmıştır. Ancak başlangıçta iyileşme olsa da ülserin tekrarlama şansı vardır. Çocuklarda ve adolesanlarda tedavi edilen ülserlerin yaklaşık yarısı ilk bir yıl içinde nüks etmektedir. Bu durum özellikle Helicobacter pylori enfeksiyonunun eşlik ettiği olgularda daha sık görülür. Günümüzde Helicobacter pylori enfeksiyonu çeşitli antibiyotiklerin kombinasyonu ile % 90'ında tamamen tedavi edilebilmektedir. Gastrit veya peptik ülser tedavisinde sindirim sistemi kanaması veya delinmesi söz konusu olmadıkça yatak istirahati önerilmemektedir. Ancak dokuya doğrudan zarar veren aspirin ve benzeri ilaçların kullanımı yanında çay, kahve, biberli ve baharatlı yiyecekler ile kola gibi karbonatlı içeecekler de asit salgısını arttırdıkları için yasaklanır. Peptik ülserli gençlerde alkol ve sigara kullanımının da engellenmesi gerekir. Eskiden çok sık kullanılan sütün içerdiği fazla miktardaki kalsiyum ve protein nedeniyle asit salgısının arttırdığı anlaşılmıştır. Bu yüzden “süt diyeti” günümüz modern hekimliğinde artık kullanılmamaktadır.
Sonuç olarak artık gastrit ve peptik ülserin çocukluk çağında da oldukça sık görülebildiği ve Helicobacter pylori adı verilen bakteri enfeksiyonunun da buna eşlik ettiği iyi bilinmektedir. Kusma, tekrarlayan ve özellikle gece uykudan uyandıran karın ağrısı olan, sindirim sistemi kanaması geçiren veya kansızlığı olan çocukların gastrit veya peptik ülser açısından araştırılmak amacıyla mutlaka en kısa zamanda bir pediatrik gastroenteroloji merkezine götürülmesi gerekmektedir. Deneyimli bir pediatrik gastroenterolog tarafından çok kısa sürede yapılacak olan endoskopik inceleme sonrasında bu yakınmaların nedeni kolayca anlaşılabilecek ve tedavisi mümkün olabilecektir.ı geçen oranlarda tedavi edilebilmektedir. Böylece peptik ülserin nüksü ve kanama, darlık gelişimi ve delinme gibi nedenlerle ameliyat edilen olgu sayısı da oldukça önemli oranda azaltılabilmektedir.